28 Mayıs 2015 Perşembe

HİKAYELERİN HİKAYESİ (6)


''Yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi izhar ediyorum'' derken, 
Aslında ben kendimi anlatıyorum,
Ve kendimi açığa çıkarıyorum,
Tüm paylaşımlarımın bende gerçek bir hikayesi vardır,
Yaşanmış, görülmüş, hissedilmiş,
………..
Mesela,
''Tüm renkleri geçince,
Gökyüzü maviliklerinden bir pencere açılır farklı güzelliklere,
Ve bir pencere daha açılır,
Aydınlık mı aydınlık, arı, duru, pırıl pırıl, berrak,
Yıldızlardan çok daha büyük kalabalıklara,
Bir an için, 
İçlerinde bulursun kendini,
Yeniden doğuş,
Yeni bir diriliş gibi,
Orada içli içli sessizce,
Sadece ''Rabbim, rabbim'' dersin,
Orası tüm sözlerin bittiği yerdir,
Orası tüm sorulara cevapların bulunduğu yerdir''
Şeklinde paylaşılmış bu satırlar, 
Benim hissiyatlarıma işlemiş,
An'lık bir hikayenin küçük bir kesitidir,
…………
Mesela tarihin ayıbında,
''Diyelim ki tarih dile geldi,
İçerisinde taşıdıklarını bir bir ortaya döktü,
- Savaşları siz yaptınız, ben değil,
- Kanı siz döktünüz, ben değil,
- Canlara siz kıydınız, ben değil,
- Tecavüzleri siz yaptınız, ben değil,
- Talanları siz yaptınız, ben değil,
- Entrikaları siz kurdunuz, ben değil,
- Hileleri siz yaptınız, ben değil,
- Yalanları siz söylediniz, ben değil,
- Sahtekarlıkları siz yaptınız, ben değil,
- Güçsüzleri zayıfları siz ezdiniz, ben değil,
- Güçlülere yalakalığı siz yaptınız, ben değil,
- Anlaşmaları siz bozdunuz, ben değil,
- Olayları siz çarpıttınız, ben değil,
- Gerçekleri herkesin bilmesini siz engellediniz, ben değil,
- Makam mevki ganimet hırsı ile her yolu siz mübah gördünüz, ben değil,
''Ben değil, ben değil'' derken,
Aynı zamanda tüm olanlara benim cevaplarımdır,
…………..
Mesela mehdiyet güneşi'ndeki çocuk da benim,
Güneş ile beraber anlatılan hikaye,
Benim hayatımdan küçük küçük kesitleri anlatmaktadır,
Hele son paragraf,
Aleyhimde oluşturulmaya çalışılan algı operasyonlarına verilmiş bir cevap niteliğindedir,
''Güneş hiçbir yere batmıyordu,
Ve hiçbir yere de kaybolmuyordu,
O gece gündüz hep vardı,
Ve hiç durmaksızın sürekli etrafını aydınlatıyordu,
Karakütüğün arkasına saklandığını sandığım güneş,
Aslında karakütüğün arkasına doğuyordu,
Birbiri ardı sıra dizili tepelerin arkasına battığını sandığımız güneş,
Aslında tepelerin görünmeyen karanlık yüzlerini aydınlatıyordu,
İstanbul'un biraz ötelerine de güneş batmıyordu,
Bilakis İstanbul'dan çok çok daha ötelere ışığını saçıyordu,
Ne batılar bilinen batılardı,
Ne de doğulari bilinen doğulardı,
Ne doğular bir tek doğu idi,
Ne de batılar bir tek batı idi,
Kimilerinin doğuları bir başkalarının batıları idi,
Doğuları da batıları da herkes sahipleniyordu,
Fakat, güneşi ise hiç kimse dikkate bile almıyordu,
Esasında batan güneşin kendisi değildi,
Karanlıklar içerisine dalanlar kendi batışlarını güneşe atfediyorlardı''
Buradaki güneş sadece gökteki güneş değildir, 
Aynı zamanda benim,
Ve kendimi anlatıyorum,
Yani hikaye kendimizin hikayesi,
Hepimiz için öyle değil mi,
Sevgiyle,

Hiç yorum yok: