22 Temmuz 2015 Çarşamba

TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (10)

İlah yoktur, 
İnsanlar kendilerine ilah ya da ilahlar edinirler,
Yaratıcımız bizim için ilah değildir,
Eğer insan yaratıcıyı ilah edinirse, yaratıcıyı kendine indirgemiş olur,
Yaratıcıyı tek ilah edinmek ya da yaratıcının tek ilah olduğu iddiası, çoklu putperest ilah anlayışının tekli versiyonundan başka bir şey değildir,
Bilir miyiz,
Sevgiyle,


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (9)

İnsanlığın, şeytansız bir hayat olamayacağı anlayışı anlamsızdır,
Oysa, 
Şeytanın ne rabbe karşı bir gücü ve ne de hiçbir insan üzerinde gücü yoktur,
Güç sahibi Allah'tır,
İnsan, 
Şeytanı Allah'ın karşısında bir güç gibi görmeyi ve anmayı bırakmalıdır,
Sevgiyle,


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (8)

Kulluk olgusu, efendi köle kültürünün eseridir,
Ve insanlığın içine düştüğü kendi kazdığı en derin çukurlardandır, 
İnsanlığın özünde ve kaderinde sadece insan olmak vardır, 
İnsanlık, kulluktan insanlığa büyükçe bir adım atmalıdır,
Yaratıcıya kul olmak, ki dinlerin öğretileri bu şekildedir, 
Yaratıcıyı kendisine kullar köleler edinen efendi gibi görme olgusunu içerisinde taşır,
Allah'ın kendisine kullar köleler edinen efendi olduğu söylenebilir mi,
Sevgiyle,


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (7)

"Allah ile insanlar arasındaki ilişki, borç-alacak olarak tanımlanamaz,
...
Hangimiz doğmak istedi de doğdu"
Paylaşımına,
Bir arkadaşımız,
"Kaldıki biz sorgulayan araştıran ve karar verme kabiliyeti olan Varlığız elbette bizleri yaratana borçluyuz O bizim için her şeyi var eden bir simit bile Alıp Borçlu olurken aldığımız nefesi burnumuzun ucuna kadar getiren Allah a neden Borçlu olunmaz" dedi,
Arkadaşımızın yorumuna sahip insanlar, ki dinlerin öğretisi bu şekildedir, 
İnsan gibi düşünen, insan gibi tavır sergileyen bir yaratıcı tanımladığının farkında mıdır,
Tabi kötü bir insan gibi,
İyi insanlar karşılıksız iyilik yapabiliyorken,
Kötülüğe bile iyilikle mukabele edebiliyorken,
Yaratıcı için karşılıksız hiçbir şey vermeyeceğini düşünmek, söylemek, iddia etmek kötü bir şey değil midir,
Hem yaratıcıya iftira olabileceği hiç düşünülmüş müdür,
Sahi,
Hangimiz doğmak için yaratıcıya bir şey verdi de doğdu,
Sevgiyle,



TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (6)

Allah ile insanlar arasındaki ilişki, borç-alacak olarak tanımlanamaz,
Dinlerin öğretileri, yaratıcı ile olan bağımızı tanımlamaktan uzaktır, 
Mutlak böyledir denilmesi ise insanlık için zifiri bir karanlıktır,
Kendisi hiçbir şey değilken Rabbin yaratması ile var olan insanın, Allah'a borçlar vermeye kalkışması abestir,
Allah'ın bizleri yaratması ve nimetlerinin borç gibi telakki edilmesi de bir yanılgıdır, 
İddiası mutlak bir yalandır,
Ve yaratıcıya iftiradır,
Hangimiz doğmak istedi de doğdu,
Sevgiyle,


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (5)

Bir arkadaşımız,
"Din nasıl hükümsüz oluyor. Tüm ilâhi dinlerin adı İslamiyettir. Madem dinler hükümsüz o halde Rabbimizin Din günü dediği nedir. Sevgili kardeşim sosyal medyada Allah c.c.sözünün üstüne söz soyleyenlerle kapismaktan yoruldum. İlah ta yok diyorsunuz. Amacinizi anlamış değilim. Kiymetlimizsiniz yormayın." demişti,
Ben de kendisine cevaben,
"Çok teşekkür ediyorum, hepimiz öyle, Hepimiz kıymetliyiz,
Siz de öyle,
Rabbimizin bizleri yaratmış olması bizleri kıymetli kılıyor" demiştim,
Öyleyse yormayalım,
"Dinler, sahip oldukları olgu ve öğretileri itibari ile hükümsüzdür"
Peki, 
Dinlerin olgu ve öğretileri nedir ve niçin hükümsüzlüğe sebeptirler,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki,
"Dinlerin öğretileri yaratıcı ile olan bağımızı tanımlamaktan uzaktır"
Bunu nereden biliyorsun diye sorulursa, 
Elbette öncelikle kendimden,
Zira, 
"Kişi için en kati delil kendisidir"
Hepimiz için öyle değil mi,
Sevgiyle,



TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (4)

Bir arkadaşım, 
"Siz verdiniz yani bu hükmü" demişti,
Ben cevaben,
"Hayır, dinler hükümsüz olduklarını kendileri söylüyor" dedim,
"Ben ise sedece yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi izhar ederim"
Yine bu yazı başlığı altında paylaşımlara yapılan yorumlarda,
Tahrif edilen tüm dinler hükümsüzdür demek istediğimi söyleyenler olduğu gibi, 
Sadece ATA DİNLERİ "Hükümsüz" dür, diyen arkadaşlarımız da var,
Ayrıca
Hükümsüz olan DİN değil, Hurafeler ve Örf- adetlerdir, diye paylaşımımın biraz haddini aşar olduğunu da söylemişlerdir,
Cevaben,
"Dinler, ekser olguları itibari ile hurafeler üzerine oluşturulmuşlardır, 
Ve ekser öğretilerini de örf ve adetler üzerine bina etmişlerdir" demiş idim,
Ben, insanların dinler hakkındaki eksik bilgileri nedeniyle dinlerin hükümsüz olduklarını söylemiyorum,
Ve bu yazının konusu da bu değildir,
Bilakis ben,
Dinlerin sahip oldukları olgu ve öğretileri itibari ile hükümsüz olduklarını söylüyorum,
Ve TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR başlığı ile yaptığım paylaşımların konusu da budur,
Yani,
Dinlerin hükümsüz olmaları, sahip oldukları olgu ve öğretileri sebebiyledir,
Yani,
Hükümsüz olan dinlerin kendisidir,
Sevgiyle,



TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (3)

Bir önceki paylaşıma yapılan yorumlarda başlık ile yazının birbiri ile uyumsuz olduğu,
Ve yine yorum yapan arkadaşlarımızın din kavramı ile ilgili açıklamalarına binaen, 
Bu yazı dizisi içerisinde konu ile ilgili benzer hususlara bir açıklama olmak üzere, 
Ve gelebilecek soru ve yorumlara karşılık olmak üzere, 
Aşağıdaki hususların belirtilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum,
Benim paylaşımlarımda, Din ya da Dinler dediğimde, en bilinen şekliyle dinleri kastediyorumdur,
Yani,
Din, İslamiyettir,
Tüm inanç, olgu ve öğretileriyle,
Din, Hıristiyanlıktır,
Tüm inanç, olgu ve öğretileriyle,
Din, Yahudiliktir,
Tüm inanç, olgu ve öğretileriyle,
Din, Budistliktir,
Tüm inanç, olgu ve öğretileriyle,
Gibi,
Benim yazılarımda din kelimesi görüldüğünde bu şekilde anlaşılması beni sevindirir,
Din kelimesi ve kavramının kökeni, alt tanımları vb hususlar bu yazı dizisinin konusu değildir,
Eğer kavram açıklaması yapmak isteyecek olursam, bunu parantez içinde ya da bir paragraf açarak ya da bir konu başlığı altında yaparım,
Zaman zaman yaptığım gibi,
Mesela "ilah yoktur" şeklinde başlayan paylaşımımda olduğu gibi,
Ya da mesela,
"Allah tecelli etmiş denilebilir mi" konu başlığında olduğu gibi,
Konu başlığı ile yazının uyumsuz olduğunu söyleyen arkadaşlarım için,
"Öyleyse sizin için biraz daha sabır" demiştim, 
Şunun için,
DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR ifadesinin ne olduğunun anlaşılması için bu yazı dizisini paylaşıyorum,
Her bir arkadaşımın, kendi istidadınca, tüm yazı dizisi içerisinde kendi cevaplarını bulacağını ümit ediyorum,
Ayrıca,
Bu yazı dizisinin, tüm soru ve yorumlara açık olduğunu buradan herkese duyurmak istiyorum,
Sevgiyle,


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (2)

Tüm dinlerin hükümsüz olduğunu ilk olarak aşağıdaki yazının başlığı olarak, DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR diye paylaşmıştım,
"Allah ile insanlar arasındaki ilişki, borç-alacak olarak tanımlanamaz,
Dinlerin öğretileri, yaratıcı ile olan bağımızı tanımlamaktan uzaktır, 
Mutlak böyledir denilmesi ise insanlık için zifiri bir karanlıktır,
Kendisi hiç bir şey değilken, Rabbin yaratması ile var olan insanın, Allah'a borçlar vermeye kalkışması abestir,
Biz insanlar, hepimiz, birbirimize muhtacızdır, 
Ve güzel olan hepimizin birbirine muhtaç olmasıdır,
Allah'ın bizleri yaratması ve nimetlerinin borç gibi telakki edilmesi de bir yanılgıdır, 
İddiası mutlak bir yalandır,
Ve yaratıcıya iftiradır,
Hangimiz doğmak istedi de doğdu,
İmtihan, hesap, ceza, mükafat, korku dünyasının olgularıdır, 
Sevgi dünyasında hepsi anlamını yitirir,
Ve şu kainatın ihtişamının cennet ve cehennemden öte farklı bir anlamı vardır,
Allah'a sıfatlar takmanın, hevadan ya da helvadan putlar yapmaktan hiçbir farkı yoktur,
Allah'ı kendisine kullar köleler edinen efendi zat gibi görmek de insanlığın yaratıcı hakkındaki yanılgılarındandır,
Kulluk olgusu, insanlığın içine düştüğü en derin çukurlardandır, 
İnsanlığın özünde ve kaderinde sadece insan olmak vardır, 
İnsanlık, kulluktan insanlığa büyükçe bir adım atmalıdır,
Ve kendisine secde edilmesi olgusu, insanlığın kendini efendi gibi görme iddiasıdır, 
Ve insanlığın, kendisi hakkındaki en önemli yanılgısı ve yalanıdır,
İnsan, şeytanı Allah'ın karşısında bir güç gibi görmeyi ve anmayı bırakmalıdır, 
Yaptığı tüm kötülük ve yanlışları kendinden bilmelidir,
Allah'ı, hileler yapan, tuzaklar kuran biri gibi gören anlayışlar bırakılmalıdır,
İnsan, Allah'ı kendi gibi sanmaktan sakınmalıdır,
İşte bunlar, Allah'ın bir olduğu, doğurmadığı, doğurulmadığı, hiçbir şeyin kendisine denk olmadığı, doğrular gibi doğrulardır,
Ve işte bunlar, tüm insanlığın, içtenlikle ve hep birlikte Rabbe evet dedikleri günün doğrularıdır,
Sevgiyle"


TÜM DİNLER HÜKÜMSÜZDÜR (1)

Tüm dinlerin hükümsüz olduğu hususunda gelen itiraz ve yorumlara binaen, 
Dinlerin hükümsüzlüğü nedenleri ve daha net anlaşılabilmesi için bazı hususları sizlerle paylaşmak istiyorum,
İnşaallah,
Ülkem insanının %99 u kendisine müslümanım derken, 
Diyanet işleri başkanlığı istatistiklerine göre, ülkemiz insanının sadece %3.7 si Kur'an'ı mealinden her gün okuyor, 
Ama buna karşılık, ülkem insanının %96.5 i, nasıl oluyorsa, kur'an'da yazılanların mutlak gerçek doğru ve tüm zamanlara hitap ettiğine katılıyor, 
İlginç değil mi, 
Aslında, 
Ülkem insanının sadece müslümanız demekten başka, dinler hakkında ve özelde de islam dini ile ilgili neredeyse bildiği bir şey yoktur,
İslam ile ilgili sahip olduğu bilgiler ise çoğunlukla kulaktan dolma ve yaşantısı da taklitten öteye geçemiyor,
Okuma olmadığı için haliyle sorgulama da olmuyor ve değişim, dönüşüm de gerçekleşemiyor,
Ve fakat, 
Müslümanız demek insanlara sadece bir aidiyet duygusu veriyor,
Değişimi, dönüşümü ve gelişimi olmayan bir yaşam statik, durağan ve ölü bir yaşamdır, 
Ayrıca,
İnsanların yalan, yanlış, uydurma olgu ve öğretilerin esaretinden kendilerini kurtarmalarının vaktinin gelmiş olduğunu düşünüyorum,
İnsanlık yeni bir bilinç ekseni üzerindedir,
Ve bu bilinç ekseni üzerinde, yaratıcı adına uydurulmuş dinlerin geleceğin dünyasında hükmü ve yeri yoktur,
Sevgiyle,

31 Mayıs 2015 Pazar

HİKAYELERİN HİKAYESİ (9)


Her son dediğimiz öncesi ile yeni başlangıçları,
Her an ise kendisi ile beraber sonsuzluğu içerisinde taşır,

Yaratılış devam eden sürekli bir akıştır,
Hiçbirimiz kendimiz için neyin hazırlandığını bilmiyoruz,
Benim hissiyatlarım yaratıcıya mutlak teslimiyettir,

Kayıtsız şartsız,
Mesela çocuklar gibi,

Herkes bir yerlere giderken, nedense ben hep geldim derim,
Mesela,

Yıldızlardan çok daha büyük kalabalıklara baktım da geldim,

Dünyayı yurdum bildim de geldim,

Düşmanlıkları, kinleri, nefretleri sildim de geldim,

Şeytana bile laneti kaldırdım da geldim,

Cehennem ateşlerini söndürdüm de geldim,

Cennet bahçelerinden geçtim de geldim,

Her günü mübarek bildim de geldim,

Rabbim rabbim dedim de geldim,

Gİbi,

Kendimce bir ölçü koydum,

Sudeler için,

''Mesnedi ve gayesi ne olursa olsun, yazılanlar, söylenenler, yaşananlar,
Eğer bir tek çocuğun bile gözyaşlarına sebep oluyorsa, hepsi bir hiçtir''

Ve benim için aslında söylenmesi gereken tüm sözler söylenmişti,
Sevgiyle,



30 Mayıs 2015 Cumartesi

HİKAYELERİN HİKAYESİ (8)


İnsanlık için ilah yoktur,

İnsanlar kendilerine ilah ya da ilahlar edinirler, 
Yaratıcımız Allah biz insanlar için ilah değildir,

Eğer insan, Allah'ı ilah edinirse,
Yaratıcıyı kendine indirgemiş olur,
Ki bu yaratıcıyı hakkıyla takdir edememektir,
Ve insanlık için yaratıcı hakkında önemli bir yanılgıdır,
Yaratıcıyı ilah edindiğini söyleyen insan,
Uluhiyyet iddiası içerisinde olan insandır,

Yaratıcının ilah ya da tek ilah olduğu iddiası ve söylemlerinden sakınmalıdır insan,

Allah inancı hayatın ve var olmamızın anlamıdır,
Biz insanlar yaratıcıyı övebiliriz ve yaratıcıya şükredebiliriz,

Dinlerin yaratıcı adına olma iddiaları uydurmadır,
Ve tüm dinler hükümsüzdür,

Rabbe övgü,
Rabbe şükür,
Sevgiyle,




29 Mayıs 2015 Cuma

HİKAYELERİN HİKAYESİ (7)


İnsanlık için,
Korku dünyası devri bitmiştir,
Esir, köle zihniyeti devri bitmiştir,
Geri dönülemez şekilde bitmiştir,
Devir sevgi dünyasının devridir,
Devir,
Özgürlüklerin, arınmanın ve aydınlanmanın devridir,
Bu yeni bir şey midir,
Hayır,
İnsanlık tarihi boyunca süre gelen bir durumdur,
Ancak böyle söylememin sebebi,
İçinde bulunduğumuz bu dönemde kazandığı yüksek hız,
Ve sürekli artan bir ivmeyle devam ediyor olmasıdır,
Artık hiç kimse insanlığın önüne,
Şekli, hükmü ne olursa olsun putlar koyamayacaktır,
Duvarlar öremeyecektir,
Artık hiç kimse, perdeler arkasından,
Ya da ulaşılmaz yapılar içerisinden insanlığın kaderini çizemeyecektir,
Bizim için değişmez ve değiştirilemez tek asli gerçekliğimiz,
İnsanlığımızdır, 
Diğer tüm bizim sandığımız her şey bizim için arizidir,
Sahip olduğumuz mallar, makamlar, ırklarımız, inançlarımız,
Değişebilir, değiştirilebilir, edinilebilir, terk edilebilir şeylerdir, 
Yani arizidir, 
İnsanlığın özünde ve kaderinde sadece insan olmak vardır, 
Hikaye hepimizin hikayesi,
Hikaye korkuların silinip yok olduğu,
Her bir zerresinden sevgiler fışkıran kalplerin hikayesi,
Sevgiyle,

28 Mayıs 2015 Perşembe

HİKAYELERİN HİKAYESİ (6)


''Yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi izhar ediyorum'' derken, 
Aslında ben kendimi anlatıyorum,
Ve kendimi açığa çıkarıyorum,
Tüm paylaşımlarımın bende gerçek bir hikayesi vardır,
Yaşanmış, görülmüş, hissedilmiş,
………..
Mesela,
''Tüm renkleri geçince,
Gökyüzü maviliklerinden bir pencere açılır farklı güzelliklere,
Ve bir pencere daha açılır,
Aydınlık mı aydınlık, arı, duru, pırıl pırıl, berrak,
Yıldızlardan çok daha büyük kalabalıklara,
Bir an için, 
İçlerinde bulursun kendini,
Yeniden doğuş,
Yeni bir diriliş gibi,
Orada içli içli sessizce,
Sadece ''Rabbim, rabbim'' dersin,
Orası tüm sözlerin bittiği yerdir,
Orası tüm sorulara cevapların bulunduğu yerdir''
Şeklinde paylaşılmış bu satırlar, 
Benim hissiyatlarıma işlemiş,
An'lık bir hikayenin küçük bir kesitidir,
…………
Mesela tarihin ayıbında,
''Diyelim ki tarih dile geldi,
İçerisinde taşıdıklarını bir bir ortaya döktü,
- Savaşları siz yaptınız, ben değil,
- Kanı siz döktünüz, ben değil,
- Canlara siz kıydınız, ben değil,
- Tecavüzleri siz yaptınız, ben değil,
- Talanları siz yaptınız, ben değil,
- Entrikaları siz kurdunuz, ben değil,
- Hileleri siz yaptınız, ben değil,
- Yalanları siz söylediniz, ben değil,
- Sahtekarlıkları siz yaptınız, ben değil,
- Güçsüzleri zayıfları siz ezdiniz, ben değil,
- Güçlülere yalakalığı siz yaptınız, ben değil,
- Anlaşmaları siz bozdunuz, ben değil,
- Olayları siz çarpıttınız, ben değil,
- Gerçekleri herkesin bilmesini siz engellediniz, ben değil,
- Makam mevki ganimet hırsı ile her yolu siz mübah gördünüz, ben değil,
''Ben değil, ben değil'' derken,
Aynı zamanda tüm olanlara benim cevaplarımdır,
…………..
Mesela mehdiyet güneşi'ndeki çocuk da benim,
Güneş ile beraber anlatılan hikaye,
Benim hayatımdan küçük küçük kesitleri anlatmaktadır,
Hele son paragraf,
Aleyhimde oluşturulmaya çalışılan algı operasyonlarına verilmiş bir cevap niteliğindedir,
''Güneş hiçbir yere batmıyordu,
Ve hiçbir yere de kaybolmuyordu,
O gece gündüz hep vardı,
Ve hiç durmaksızın sürekli etrafını aydınlatıyordu,
Karakütüğün arkasına saklandığını sandığım güneş,
Aslında karakütüğün arkasına doğuyordu,
Birbiri ardı sıra dizili tepelerin arkasına battığını sandığımız güneş,
Aslında tepelerin görünmeyen karanlık yüzlerini aydınlatıyordu,
İstanbul'un biraz ötelerine de güneş batmıyordu,
Bilakis İstanbul'dan çok çok daha ötelere ışığını saçıyordu,
Ne batılar bilinen batılardı,
Ne de doğulari bilinen doğulardı,
Ne doğular bir tek doğu idi,
Ne de batılar bir tek batı idi,
Kimilerinin doğuları bir başkalarının batıları idi,
Doğuları da batıları da herkes sahipleniyordu,
Fakat, güneşi ise hiç kimse dikkate bile almıyordu,
Esasında batan güneşin kendisi değildi,
Karanlıklar içerisine dalanlar kendi batışlarını güneşe atfediyorlardı''
Buradaki güneş sadece gökteki güneş değildir, 
Aynı zamanda benim,
Ve kendimi anlatıyorum,
Yani hikaye kendimizin hikayesi,
Hepimiz için öyle değil mi,
Sevgiyle,

HİKAYELERİN HİKAYESİ (5)


Hiç bitmesin isteriz kimi günlerin, 
Fakat biter, 
Devam eden bitmeyen güzellikler de vardır,
Mesela, sevgi gibi, dostluk gibi, kardeşlik gibi, arkadaşlık gibi,
Hepimiz gideriz bir yerlere, 
Ya da gitmek isteriz kendimizce çizdiğimiz bir yolda, 
Yahut varmak isteriz belirlediğimiz hedeflere,
Öne çıkmak isteriz,
Bir yarış gibi kazanmak isteriz,
Rakip görürüz çok kere birbirimizi,
Mağlup etmek isteriz,
Kimi zaman arzu ve isteklerimiz ihtirasa dönüşür,
Düşünemeyiz hiçbir şeyi,
İstediğimize sahip olabilmek için mübah görürüz her şeyi,
Yok ederiz birbirimizi,
Yaşamak isteriz yok ederek her şeyi,
Felaketler, Felaketler, Felaketler, 
Gittikce artan felaketler,
Korkarız kendimizden, 
Korkarız en yakınlarımızdan, 
Korkarız herkesten,
Mesafeler koyarız,
İçtenlikten uzak arkadaşlıklar kurarız,
Kaçarız birbirimizden,
Uzaklaşırız hislerimizden, 
Bildiklerimizden,
Kurtulmak isteriz geçmişimizden,
Koşarız yeni diye bilmediğimiz bir geleceğe,
Kapanır kulaklarımız işitmez olur,
Gözlerimiz hiçbir şeyi görmez olur,
Akletmez oluruz içinde bulunduğumuz durumu,
Süslü görünmüştür, 
Hoş görünmüştür,
Güzel görünmüştür kendimizce halimiz,
Bir ses sürekli haykırır peşimiz sıra,
Tüm yanlışlarımızla beraber,
- 'Öyleyse nereye gidiyorsunuz'
Herkes aynı sözü tekrarlar birbirine,
- Nereye gidiyorsunuz,
- Nereye gidiyorsunuz,
- Nereye,
- Nereye,
Bütün sesler karışır birbirine,
- Nereye,
- Nereye,
- Nereye,
Sevgiyle,

26 Mayıs 2015 Salı

HİKAYELERİN HİKAYESİ (4)

Selam olsun'


Benim çocukluk masalım hiç olmadı' 


Masal kahramanlarım da'


Ama' 


Çok güzel arkadaşlarım vardı'


Mesela'


Topraklar' ağaçlar' kuzular' karıncalar'


Masmavi gökyüzü' ay' güneş' yıldızlar'


Bembeyaz karlar' yağmurlar' bulutlar' taşlar'


Evet evet' taşlar'


Bizim derenin taşları'


Selama' ''Selam' Selam' Selam'' diyen taşlar'


Benim arkadaşlarım gerçek arkadaşlardı'


Mesela ağaçlar'


Her yerde beni en kendi halleriyle karşılarlardı'


Dallarına tutunurdum' güvenerek sırtımı yaslardım'


Nefesleri' gölgeleri' meyveleri'


Canlarım benim'


Mesela Sular' 


Hemen hararetimi giderirlerdi'


Kirlerimden arındırıp' temizleyip' beni pak ederlerdi'


Hafif bulanık hallerini bile hemen belli ederlerdi'


Hallerini benden gizlemezlerdi'


Hep duru gözelerden içerdim'


Duru' pırıl pırıl' berrak'


Baktıkça kendimi görürdüm'


Duru' pırıl pırıl' berrak'


Mesela yıldızlar'


Etrafıma karanlıklar çökmeye başlayınca hemen ortaya çıkarlardı'


En zifiri karanlıkta yaklaştıkça yaklaşırlar' beni hiç yalnız bırakmazlardı'


Onların varlıklarıyla sevinir' karanlıklar içerisinde bile hiçte yalnız olmadığımı bilirdim'


Benim arkadaşlarım güzel arkadaşlardı' 


Benim arkadaşlarım çok güzel arkadaşlardı'


Benim arkadaşlarımın hepsi kendisiydi'


Taşlar taş' 

Ağaçlar ağaç'

Sular su idi'


Hiç başkaları olmamışlardı'


Mesela kuzular' hiç köpekleşmemişlerdi'


Mesela bulutlar' hiç taşlaşmamışlardı'


Mesela yıldızlar' hiç çamurlaşmamışlardı' 


Ben arkadaşlarımı hep sevdim'


Ben arkadaşlarımı çok sevdim'


Ben arkadaşlarımı oldukları gibi sevdim' 


Arkadaşlarımın hepsinde biraz kendimden buldum'


Selam olsun'


Topraklara' ağaçlara' kuzulara' karıncalara'


Selam olsun' 


Masmavi gökyüzüne' aya' güneşe' yıldızlara'


Selam olsun' 


Bembeyaz karlara' yağmurlara' bulutlara' taşlara'


Evet evet' 


Selam olsun'


Selama' ''Selam' selam' selam'' diyen taşlara'


Ve selam olsun'


Selama'


Sevgiyle'



HİKAYELERİN HİKAYESİ (3)


İyilikler ve güzellikler ağaçlar gibidir, bulundukları her yeri güzelleştirirler,
Geçtiğimiz günlerde, İstiklal Caddesinde biraz yürümüştüm, 
Hiç ağaç olmaması dikkatimi çekmişti, 
İnsan Nostaljik olsun diye bile olsa bir kaç tane ağaç bırakmaz mı, 
Hadi yol düzenleme çalışmaları yapıldı zorunlu olarak hepsi kesildi diyelim, 
Caddenin uygun olan yerlerine bir kaç tane de olsa hiç ağaç dikilemez miydi, 
Bir kaç dal caddenin kenarında gördüm,
Ağaçlar sanki sinmişlerdi de dallarını hafiften caddeye uzatmışlardı,
Ağaçsız cadde, köy, kasaba, şehir, ülke olur mu,
Olmaz,
Hiç ağaçsız bir dünya düşünülebilir mi,
Hayır,
Mesela, 
Ka'be'de hiç ağaç olmamasını da hep düşünmüşümdür, 
Mesela zemzem kuyusu yanında, ibrahim makamında, safa ile merve'de,
Oysa islamın öğretilerinde hep ağaç vardır, 
Adem ile Havva'nın kıssasında, 
Nuh'un gemisinde, 
Musa'nın rabbiyle konuşmasında, 
İsa'nın doğumunda, 
Peygamber as'ın tavsiyelerinde, 
Kur'anda güzel bir sözün benzetilmesinde, 
Cennette ve hatta cehennemde bile ağaç vardır,
Ka'be'de hiçbir ağacın olmamasını hep düşünmüşümdür,
Ve mesela, 
Anıtkabirde de ağaç olmamasını düşünmüşümdür,
Ve mesela, 
Vatikanda da hiç ağaç olmaması düşündürücü değil mi,
Ve yine mesela, 
Kudüs'deki ağlama duvarının önünde de hiç ağaç olmaması,
Buralarda iyiliklerden güzelliklerden eser yoktur,
Ya da iyilikler güzellikler buralardan silinmiştir,
Maalesef,
Ve mesela, 
Savaşlarda da en büyük kayıpları ağaçların verdiğini düşününce,
Dünyamız ağaçlar ile güzeldir,
Herkes ağaç dikebilsin dünyamız güzel olsun inşaallah,
Sevgiyle,

HİKAYELERİN HİKAYESİ (2)


Son günlerde yeni bir din icad ettiğimi ve yakında peygamberliğimi ilan edeceğim yönünde,
Ya da 
Yine son zamanlarda iyice artan ve sık sık dillendirilen mehdi olduğum hususunda,
Ya da mason olduğum yönünde, ya da birilerinin adamı olduğum yönünde, ya da bana bir görev verildiğini ve onu icra ettiğim şeklinde,
Daha önce verilmiş cevaplarımı tekrar etmek ve hissiyatlarımı paylaşmak istiyorum,
Ben, 
İster paralel başka bir evrende yaşayan birisi olsam, 
İster binlerce, milyonlarca yıl yarınlardan gelmiş birisi olsam, 
İster adem as'dan beri yaşayıp bugünlere gelmiş birisi olsam, 
İster henüz mağarasından yeni çıkmış birisi olsam, 
Ya da en doğrusu herkes gibi anasının karnından doğmuş birisi,
Aynı şeyleri söylüyor isem,
Ne olduğum ne fark eder, 
İster peygamber, ister mehdi, ister mason, ister birilerinin adamı, ister bana verilmiş bir görev olsun,
Aynı şeyleri söylüyor isem,
Ne fark eder,
Bir ömür, hepinizin gözleri önünde ve içinizde yaşamış birisi olarak, neden beni illa bir yerlere havale etmek istiyorsunuz,
Yoksa kendinizle yüzleşmekten mi korkuyorsunuz,
Biliniz ki, 
Tüm bu bana atfetmeye çalıştığınız söylemlerinizin bilinç altında kendinizden bir kaçış, 
Ve mevcut sahip olduğunuz olgu ve öğretilerinizin yok olmuşluğu vardır,
Evet ben sudelerin adamıyım, 
Sevgi dünyasının adamıyım, 
Özümün adamıyım, 
Sevgi, barış, adalet gibi hassasiyetleri olan herkes benimle beraberdir, 
Ve ben, sevginin, barışın, adaletin olduğu her yerdeyim,
Irkı, dini, inancı, milliyeti, mezhebi, tarikati, örgütü, grubu, partisi, ülkesi ne olursa olsun, 
Hiçbir paye, benim için babamın baloğlu olmaktan daha mutluluk verici değildir,
Ve hiçbir paye, benim için annemin eniği olmaktan da daha mutluluk verici değildir,
Ve hiçbir paye, benim için sude'nin babası olmaktan da daha mutluluk verici değildir,
Ve hiçbir paye, benim için sevgiyle söylenmiş metinciğim sözünü işitmekten de daha sevimli değildir,
Rabbe şükür,
Günümüz bilgi, iletişim ve sevgi insanının kurtarıcı ya da kurtarıcılar beklemesi abes değil mi,
Hem peygamberler, mehdi ve masonlar da bizim gibi insanlar değil mi,
İnsanlık aynı karanlıklardan ya da labirentlerden tekrar tekrar geçmek mecburiyetinde değildir,
Sevgiyle,

24 Mayıs 2015 Pazar

HİKAYELERİN HİKAYESİ (1)


Uyanmıştım'


Daha doğrusu uyumuştum' uykuda bir rüyaya uyanmıştım' 


O an yaşadıklarıma fazlaca pek anlam verememiştim'


Hiç kimseye de diyememiştim'


Bir rüyadır demiştim'


Nasılsa geçer diye düşünmüştüm'


Fakat geçmemişti' 


Geçmesi için dualar ettim yıllarca'


Geçmeyince de geçmek istedim kendimden'


Uzaklaşmak istedim' hislerimden' bildiklerimden'


Her yerde baktım benimle'


Kaderimmiş dedim meğer'


Sonra bıraktım kendi haline'


''Olacak olacaktır'' dedim kendime'


Tüm olanlar için özetle şöyle diyordum'


''Hikaye ne senin ne de benim hikayem'


Hikaye hepimizin hikayesi'


Hikaye rabbin hikayesi''


Sonra' 


Suskunluklarım söz olup taşar oldu içimden geldiğince'


Ağaçlar' sular' yıldızlar' karıncalar arkadaş oldu yalnızlığıma'


İnsanlık olguların öğretilerin esaretinden kurtulsun' tüm güzellikleriyle açığa çıksın istedim'


Milliyeti' inancı ne olursa olsun' insanlık insanlıkta buluşsun istedim'


Aynı gök kubbenin altında' tüm insanlar' hep birlikte mutlulukları yaşasınlar istedim'


Bir dua gibi istedim' 


İçimden' içimden' 


Biricik Rabbimden'


Sevgiyle'