9 Şubat 2011 Çarşamba

SEVGİYLE

geldiğimiz yeri mi ararız yoksa bir yerlere mi varmak isteriz?!

-nedir?
-bu sorunun cevabını hemen verebilir miyiz?
-nedir köklerimiz?.
-annelerimiz, babalarımız mıdır?
-hayır mı?
-doğduğumuz yerler midir?
-hayır mı?
-vatanlarımız ülkelerimiz midir?
-hayır mı?
-bağlı olduğumuz kavimlerimiz milliyetlerimiz midir?
-hayır mı?
-gerçekten nedir köklerimiz ?

-yoksa soruyu şöyle mi sormalıydık?
-insanların kökleri var mıdır?
ağaçların kökleri gibi insanların da kökleri var mıdır?
-ne dersiniz? ağaçların kökleri olduğuna göre insanlarında kökleri olabilir mi?
-neden olmasın? evet ama yukarıdakilerden hiçbirisi olmadığına  göre,

-köklerimiz nedir?
-adem baba havva ana mıdır?
-hayır mı?
-evrimcilerin dediği gibi maymunlar solucanlar mıdır?
-hayır mı?
-peki ya burçlar yıldızlar mıdır?
-hayır mı?

köklerimiz ne olabilir?
Ağaçların kökleri belli fakat insanların kökleri?
bir tanıdığım ağaçların kökleri dallarının yapraksız hali gibidir demişti de,
yeni bir şey daha öğrendim 50 km uzayabilen ağaç kökleri de varmış..
-istisnalar kaideyi bozmazmış diyelim mi?
-hayır mı?
oysa bazı istisnalar her şeyi bozabilir ya da her şeyi düzeltebilir
hatırımızda tutalım.

kocaman bir çınar ağacı düşünelim gövdesi üzerinde dalları hoop bunu ters çevirelim çınar ağacının yer altındaki kökleri. muhteşem değil mi ?
ağaçlar dalları ile gökyüzüne doğru yükselirken kökleri ile yerin derinliklerine iniyor...
ağaçlar ne yer çekimi kuvveti dinliyor ne de karşı koyma kuvveti hiç bir kaideye uymuyorlar!
ağaç kökleri taşları bile yarabilirmiş bunu da yeni öğrendim tek kelime ile ağaçlar harika.!
-değil mi?

bir araştırma yazısında okumuştum, ağaçlar öyle kendi kafalarına göre de büyüyemezlermiş ya da büyümezlermiş. mesela en fazla ağaçların boyu 130 metre olabilirmiş.. o yükseklikte karbon marbon dengesi devreye giriyormuş filan, şu bizim bileşik kaplar gibi bişeymiş neyse pek anlamadığım konular, iyisi mi derin mevzuları bilim insanlarına bırakalım. tabii ağaçların köklerinden yapraklarına, yapraklarından köklerine su sirkilasyonu, bunların dengelemesi, basınç dayanımları, mukavemetleri ince işler..
-değil mi?

ağaçların ömürleri de enteresan, 100 yıl 300 500 yıl 1000 2000.. hatta 5 bin yaşındaki ağaçlardan bile bahsediliyor. geçen bir yerde rastlamıştım 9 500 yaşında bir ağaç bulunmuş görüntüsüne bakınca, insanın inanası gelmiyor.
5 bin yaşında bir ağacı düşüne biliyormuyuz?
kim bilir nelere tanıklık etmiştir kaç tane imparatorluklar devletler hatta devirler gelmiş geçmiştir. ben merak ettim googgle sordum. 5.000 yıl öncesi ne var ne yok? diye. karşıma ne çıksa ?!. en korktuğum şey..herkes biliyor, SULARIN YÜKSELMESİNDEN KORKUYORUM. n u h   t u f a n ı..evet evet 5.000 yıl öncesi nuh tufanı olmuş. hani o suların yükseldiği dönem..düşünebiliyormuyuz? nuh tufanından günümüze kadar geçen süre,  hepsi hepsi 1  AĞAÇ   ö m r ü  kadar..

-köklerimiz nuh tufanı olabilir mi?
-hayır mı?
HAYY ALLAH! konu nereden nereye geldi?
köklerimizi bulmaya çalışırken,  ağaçların köklerine bakmak istemiştim..
-nerede kalmıştık?

-evet köklerimiz nedir?
-ağaçlar mı dersiniz ?
aslında diğer seçeneklere göre daha makul gibi gözüküyor ama
-hayır mı?
-ağaçlarda insanların kökleri değilse..
-köklerimiz nedir?
-geçmişimiz midir?
-hayır mı?
-belkide geleceğimizdir?
-hayır mı?
-yoksa kendimiz kök müyüz? o zaman da dallarımızı mı arayacağız?

-nasıl çıkacağız bu işin içinden tekrar ağaçlara bakalım mı?
-ne dersiniz?
-ağaçların kökleri ağaçları tutar ağaçları besler öyleyse bizim köklerimiz de bizi tutan bizi besleyen bir şeyler olmalı..
-ağaçların dallarını köklerine gövdeleri bağladığına göre bizi de köklerimize bağlayan, ne olabilir? ne olabilir?
-evet evet..sude.!
-tabi ya.! sude.!
-dalları köklerine bağlayan ağaçların gövdesi gibii..
-ama bidakika hata yapmayalım..
-sude yi sevgiye sevgiyi de güçlü bir bağa onu da ağaçların gövdesine benzetmiştik..
-EVET!
galiba sorumuzun cevabına yaklaştık gibi.. hissediyorum.. hissedebiliyorum..

-iyi ki varsın sude! iyiki varsınız ağaçlar!
-bilirdim bilgeydi, doğuştan her bebek gibi..
-bu arada sude şimdi söylediklerini anlayamadığımız için çaresiz dilimizi öğrenmeye çalışıyor yanlış anlaşılmalara fırsat vermemek için de sürekli bize tekrarlar yaptırıyor bazen de çok komik bulduğu konuşmalarımız da olabiliyor? ne yapsın? gülüp geçiyor..

-köklerimiz sudeler mi?
-hayır mı?.

ağaçlara bakıp yine kopye çekelim mi?
sanırım ağaçlar kopye vermeye hayır demezler..
-canlarım yine hayır demediler.
ağaçların kökleri kendi üzerlerinde olduğuna göre acaba insanların kökleri de kendi üzerlerin de olabilir mi?
-evet mi?.
- neden olmasın?
insanların kökleri kendi üzerlerin de dir..
-diyebilir miyiz?
-bu insanların kökleri kendileri dir anlamın da mıdır?
-hayır mı?
-köklerimiz kendi üzerimizde ise..
-peki  neremizde ya da köklerimiz neyimiz?
-ayaklarımızın altı köklerimiz olabilir mi?
-hayır mı? aslın da bunun da bir felsefesi varmış 'tai chi'gibi bir şey deniliyormuş..
-avuçlarımızın içi mi ?
-hayır mı?
-kalbimiz mi  beynimiz mi ?
-hayır mı?
-ruhumuz olabilir mi?
-ruh hakkında da hiç bir şey bilmiyoruz gerçi çok konuşuyoruz ya!
-hayır mı?

-ne olabilir? ne olabilir? köklerimiz ne olabilir? sude ye soralım mı belki bizi kırmaz cevap verir..
sude'nin kendisine de hayır denilemez demedi denmesin! çok şefkatlidir kendisi!
-sude'nin gücü mü?
-sevgi!
-sevgi tek başına kök olabilir mi?
-hayır mı?

ağaçlardan biraz daha mı yardım isteyelim sevgi'yi ağaçların gövdelerine benzetmiştik..
ağaçların gövdeleri de köklerine bağlı olduğuna göre öyleyse sevgiyi takip etmemiz gerekiyor..
sevgiyi takip edelim.. takip edelim.. köklerimiz köklerimiz yaklaşalım biraz daha tamam!

-köklerimiz sevgimizin kaynağıdır diyebiliriz...
-haydaaa ! oldu mu ?
-şimdi de sevginin kaynağını bulmamız gerekiyor..
-sahi! sevginin kaynağı nedir?

..........devam edecek.

Hiç yorum yok: